KAYNAŞTIRMA ÖĞRENCİLERİ VE ÜSTÜN ZEKÂLI ÇOCUKLAR

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on telegram

KAYNAŞTIRMA ÖĞRENCİLERİ VE ÜSTÜN ZEKÂLI ÇOCUKLAR

Bireyler olarak, her birimiz güçlü ve zayıf yanların benzersiz bir kombinasyonuna sahibiz. Ancak bazen belirli alanlarda son derece güçlü veya zayıf olabiliriz. Okul ortamında, istisnai güçlü ve zayıf yanları olan öğrencilerin diğer öğrencilere göre farklı öğretim ihtiyaçları olabilir.

Huzurevi mi arıyorsunuz?

Aradığınız huzurevini Sosyal Hizmet Uzmanlarımızın danışmanlığı ve referansı ile bulmak için arayın.
+90 552 221 88 33 – +90 212 873 05 07

Üstün Zekalı Bir Çocuğu Tanımlama

Ebeveynler çocuklarının yetenekli olup olmadığını nasıl belirleyebilir? Bir çocuğu üstün zekâ için değerlendirmek, konuyu çevreleyen çelişkili görüşler düşünüldüğünde karmaşık bir süreç olabilir. Bazı eğitimciler, her çocuğun yetenekli olduğunu savunabilirler.

   Bir çocuğu üstün zekalı olarak kategorize etmek zordur çünkü herkes aynı şekilde “üstün zekalı” olarak tanımlamaz.

Yüksek IQ'lu Çocuklar

           IQ testleri bazı çocuklarda üstün zekayı belirlemek için kullanılabilir. Hangi testin kullanıldığına bağlı olarak, hafif yetenekli çocuklar 115 ila 129 puan alır, orta derecede 130 ila 144, yüksek yetenekli 145 ila 159, istisnai olarak 160 ila 179 ve derinden yetenekli – 180.

  Bu aralıklar standart bir çan eğrisine dayanmaktadır. Çoğu insan 85 ila 115 arasında değişir ve 100’ü mutlak normdur. Bu aralık normal kabul edilir

Hukuk Danışmanlığı

Sosyal Rehberlik olarak tüm İstanbul iline ve çevrede bulunan illere avukatlık hizmeti vermekteyiz. Bizi ceza, bilişim, tıp, iş hukuku, aile hukuku ve boşanma davaları, internet hukuku ve iş davaları için arayabilir ve soru sorabilirsiniz..

+90 552 221 88 33 – +90 212 873 05 07

Olağanüstü Yetenekli Çocuklar

Olağanüstü yetenek, bir beceriyi genellikle sonraki yıllara, bazen de yetişkinliğe kadar geçmeyen bir seviyede gerçekleştirme yeteneğidir. 3 yaşında bir çocuk üçüncü sınıf öğrencisi gibi okuyor olabilir ya da 9 yaşında bir çocuk yıllardır çalışmış 18 yaşındaki bir çocuk gibi piyano çalıyor olabilir. İstisnai yetenek müzik veya sanat gibi akademik olmayan bir alanda bulunuyorsa, üstün zekalı programlar için yapılan testlerin çoğu akademik yetenek veya başarıya dayandığından çocuklar okul tarafından yetenekli olarak tanımlanamayabilir.

Öğrenme Güçlüğü Çeken Çocuklar;

 

çeken bireyler ve iyileştirici öğrenciler için olan programlar, öğrenci statüsünü ve eşleşen teslim modellerini koruyan geleneksel tekniklerin kullanımını ciddi şekilde sorgulamalıdır. Diğer zekâlardaki öğrencilerin yeteneklerine dayanan etkinlikler sunmaya başlamalıyız. Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları, öğrencilerin güçlü ve yeteneklerini geliştirmeleri için amaçlarına ve hedeflerine bir yer eklemelidir. Örneğin, dil hedefleri bir sanat projesine yerleştirilebilir veya araştırmaya dayalı bir sosyal bilgiler projesi bağlamında incelenebilir.

  Üstün zekalı ve disleksi olabilecek öğrenciyi değerlendirmek için bunları veya herhangi bir kriteri kullanırken, göreve gelişimsel bir zihniyetle yaklaşmak önemlidir..

Disleksi

Bozukluğun temelleri, yaşamın başlarında dil veya motor problemler olarak belirginleşebilir ve daha sonra yazılı kelime tanıma / kelime kod çözme problemleri olarak ortaya çıkabilir. Daha sonra, çocuk akıcılık ve kavramada zorluk çekebilir. Son olarak, yetişkinlikte, disleksi sadece hafifçe veya disleksi olan yetişkine yabancı kelimeleri hecelemek için bastırıldığında kendini gösterebilir; veya okuma ve yazılı ifadeyi önemli ölçüde etkilemeye devam edebilir. Benzer şekilde, çocuğun nörolojisi zamanla değiştiği için, disleksi olan bireyin üstün zekâsının doğası da değişebilir. Bu nedenle, bu değerlendirmelerde dikkatli olmak önemlidir.

  Özel gereksinimli bireyler bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal özellikleri yönünden akranlarından farklı gereksinimleri olan bireylerdir. Bu bireylerin eğitimlerinin hangi ortamlarda karşılanması gerektiği konusu özel eğitim alanında gözlenen gelişmelere paralel olarak farklı biçimlerde ele alınmıştır. Tarihsel süreç içinde özel gereksinimli öğrencilerin eğitimlerinin gerçekleştirildiği ilk ortamlar ayrı yatılı/gündüzlü özel eğitim okulları iken, bugün tüm dünyada ve ülkemizde kaynaştırma eğitimi daha fazla kabul görmüş ve benimsenmiş bulunmaktadır. Sınıf öğretmenine ve/veya engelli öğrenciye destek özel eğitim hizmetleri sağlanması koşulu ile özel gereksinimli öğrencilerin genel eğitim sınıflarında eğitilmesi şeklinde tanımlanan kaynaştırma kavramının temelinde özel gereksinimli öğrencilerin:

* ailedeki diğer kardeşleri ve akranlarıyla aynı okula gitmeleri,

* aynı yaştaki akranlarıyla aynı sınıfta bulunmaları,

* öğrenciye ve/veya öğretmene gereksinim duydukları destek özel eğitim hizmetlerinin sağlanması yer almaktadır. Buna göre kaynaştırma, özel gereksinimli öğrencilerin hiçbir özel eğitim desteği olmadan aynı yaştaki akranlarıyla yalnızca aynı sınıf ortamında, birlikte eğitilmeleri demek değildir.         Tam tersine, genel eğitim sınıfında bulunan özel gereksinimli öğrencilerin eğitimlerinin, özel eğitim desteği ile birlikte sürdürülmesidir.

   İşbirlikçi öğrenmede de öğrencilere müfredat konularını kendi yollarıyla düşünme ve sadece öğretmenin değil birbirlerinin düşünce süreçlerini ve kavrayışlarını anlama yolu sunar. Aktif öğrenmeye verilen önem, etkinlik konusunda başarılı görünen ve pasif sınıflarda acı çeken öğrencilere yardımcı olmalıdır. Bu mevcut etkinliklere ek olarak, diğer özel öneriler iki genel alana ayrılır: öğretmen hazırlama ve öğretim uygulamaları. Bununla birlikte, herhangi bir iyileştirme planının başarısı için en önemli şey, eğitim hiyerarşisinin tüm hatları boyunca güçlü bağlılığın güvencesidir.

Başarılı Bir Kaynaştırmanın İlkeleri Nelerdir?

Daha önce de belirtildiği gibi, kaynaştırma yalnızca özel gereksinimli öğrencinin genel eğitim sınıfına yerleştirilmesi demek değildir. Aynı zamanda bazı düzenlemelerin/uyarlamaların yapılması, genel ilkelerin yerine getirilmesi ve temel ölçütlerin karşılanması gerekmektedir. 

Buna göre başarılı bir kaynaştırma için;

* Başta okul müdürü olmak üzere tüm okul çalışanları, özel gereksinimli öğrencilere karşı kabul edici ve destekleyici tutumlar sergilemelidirler. Özel gereksinimli çocuklar ve aileleri daha okula kayıt aşamasından başlayarak müdür, müdür yardımcısı, rehber öğretmen, diğer öğretmenler, memurlar ve diğer okul personeli ile etkileşim halinde olmalıdır.

  *  Sınıf öğretmenlerinin tutumları, kaynaştırmanın başarısında ikinci önemli öğe olarak karşımıza çıkar. Öğretmenler çocukların eğitiminden sorumlu olan bireylerdir. Bir eğitim programını planlamak, uygulamak, öğrencilerinin gelişimlerini ve başarılarını sağlamak gibi görevleri vardır. Ancak bu görevleri yerine getirebilmeleri için öncelikle öğrencilere yönelik olumlu tutumlara sahip olmaları gerekmektedir.

*  Genel eğitim sınıfları, tüm öğrencilerin gereksinimlerini karşılayacak, öğrenmelerini kolaylaştıracak biçimde düzenlenmelidir.

 * Sınıftaki tüm öğrenci velileriyle işbirliği sağlanmadır. Kaynaştırma eğitiminin özel gereksinimli ve diğer öğrencilere beklenen yararları sağlayabilmesi için sınıftaki bütün velilerin sınıf öğretmeni ile işbirliği içinde olması gerekir.

*  Genel eğitim sınıflarında tüm öğrenciler, birlikte öğrenme, oynama, eğitimsel ve sosyal etkinliklere katılma fırsatlarına sahip olmalıdırlar.

*  Kaynaştırma sınıfındaki diğer öğrenciler özel gereksinimli öğrenci hakkında bilgilendirilmelidirler.

*  Kaynaştırma eğitiminin başarıyla uygulanabilmesi için genel eğitim sınıfındaki özel gereksinimli öğrenciye ve öğretmene, gereksinimlerine yönelik destekleyici özel eğitim hizmetlerinin sağlanması gerekmektedir.

 

Ekran Süresini Sınırlamak

İçeriklerimizi takip etmek için bültenimize abone olun.

Yazı hakkında düşündüklerinizi paylaşın.
Call Now ButtonHemen ARA