ŞİŞLİ AVUKATLIK BÜROLARI VE HUKUKİ DESTEK
Şişli ve Mecidiyeköy’de Hukuki Desteğe ve Avukatlık Hizmetine ihtiyaç duyuyorsanız Sosyal Rehberlik Merkezini Arayabilirsiniz. HUKUKİ DESTEK HATTI
Aile Hukuku ve Boşanma Avukatlığı, Ceza Hukuku, İnşaat Hukuku, Sağlık Hukuku ve Tazminat, Gayrimenkul Hukuku ve Avukatlığı, İcra ve İflas Hukuku ve Avukatlığı, Miras Hukuku, Kira Sözleşmesi Davaları ve Hukuku, İş Ve Sosyal Güvenlik Hukuku Konularında Avukatlarımızla Görüşebilirsiniz.
Hukuk Danışmanlığı
Sosyal Rehberlik olarak tüm İstanbul iline ve çevrede bulunan illere avukatlık hizmeti vermekteyiz. Bizi ceza, bilişim, tıp, iş hukuku, aile hukuku ve boşanma davaları, internet hukuku ve iş davaları için arayabilir ve soru sorabilirsiniz..
+90 552 221 88 33 – +90 212 873 05 07
ŞİŞLİ HUKUKİ DANIŞMANLIK-VASİLİK SÜRESİ
Türk Medeni Kanunu’nun 456. Maddesi uyarınca vasilik görevi bir kişiye iki yıl için verilmektedir. Bu süre vesayet altına alınan kişi ya da vasinin talebi üzerine ikişer yıllık periyotlarla uzatılabilir. Bu şekilde üst üste iki dönem yani dört yıl boyunca vasilik yapan kişinin Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak vasilikten kaçınma hakkı mevcuttur.
Vasilik için öngörülen iki yıllık sürenin dolmasıyla vasilik görevi sona erecektir. Dolayısıyla iki yıllık sürenin dolmasıyla vasinin vesayet altındaki kişi adına işlem yapma yetkisi kalmayacaktır. Uygulamada vasilik görevinin sona ermesi üzerine sürenin uzatılması için başvuru yapılması durumunda süre kararın verildiği tarihten itibaren değil iki yıllık vasilik süresinin bittiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Bu şekilde vasi tarafından sürenin dolmasının ardından fark edilmeksizin yapılan işlemler geçerli olacaktır.
Hukuk Danışmanlığı
İstanbulda’da avukatlık faaliyeti yürüten avukatlık ofisimizden dilediğiniz zaman hukuki destek alabilirsiniz. Avukat istanbul arayışınızda daima size destek olmaya ve çözüm yolları bulmaya çalışırız.
+90 552 221 88 33 – +90 212 873 05 07
ŞİŞLİ AVUKAT - CEZA HUKUKU
Ceza hukuku, hukuk dünyasında suç olarak görülen cezai yaptırımların temelini oluşturan hukuk dalıdır. En dar anlamıyla, Ceza Hukuku yalnızca suçlara uygulanabilecek suçları ve cezai yaptırımları incelerken, geniş anlamda Ceza Hukuku bu unsurların yanı sıra ceza usullerini ve yaptırımı da içermektedir. Ceza hukuku alanının temelini oluşturan bazı temel ilkeler vardır. Bunlardan en önemlisi, kanunilik ilkesi ve suç ve cezada masumiyet karinesidir. Suçları hukuka uygun olarak cezalandırmak; Türk Ceza Hukuku çerçevesinde belirli bir eylemi suç olarak oluşturmak ve cezalandırmak için, kanunda açıkça öngörülen eylem, suç ve cezanın suç olması gerekir.
Masumiyet karinesine dayanarak; masum olduğu ispatlanmadan önce bir vatandaşın masum olduğunu varsaymak yasal bir varsayımdır. Bu anlamda varsayım, aksi ispatlanmadıkça kabul edilecek bir yasal normu ifade eder. Buna göre kişinin masumiyeti, masumiyetine değil, suçunun ispatına bağlıdır. Bu ilkenin tarihi eski Roma hukukuna kadar götürülebilir. Masumiyet karinesi Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk kanundu. Ahmet Cevdet Paşa, “beraat asildir” diye yazdı ve dönemin kuralı oldu. Bugün, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve uluslararası sözleşmelerle kabul edilen dünya hukuk sistemi tarafından kabul edilen evrensel ve evrensel olarak etkili bir hukuk ve varsayım kuralı haline gelmiştir.